|
|
| Türkü Sözlüğü B | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
By_H@cKeRo Onursal Üye
Mesaj Sayısı : 164 Yaş : 42 Nerden : her yerden aynı zamanda hicbir yerden İş/Hobiler : yönetici Lakap : By_H@cKeRo Kayıt tarihi : 15/01/09
| Konu: Türkü Sözlüğü B Perş. Ocak 29, 2009 2:06 pm | |
| Bab: Bahis, kapı. Babullah: Allah kapısı. Bac: Baç. Baç: Haraç, vergi Baç: Osmanlı imparatorluğunda gümrük vergisi, zorla alınan para harç. Bade: 1. Esriklik veren içki. 2. Pir'in, Üçler'in, Erenler'in içirdiğine inanılan aşık edici içki, şarap. Baden: Semiz, İri gövdeli kimse. Bad-ı saba: Bahar sabahları, gün doğumunda esen hafif yel. Bad-ı saba: Seher yeli. Bağ ı Cennet: Cennet bağı, cennet benzeri bahçe. Bağ: 1. Demet, deste, 2. Üzüm kütüklerinin dikili olduğu toprak parçası, üzümlük. 3. Bahçe. Bağ-bağat: Bağ, bağçe Bağban: Bahçıvan, bağcı. Bağır: 1.Yürek, gönül 2.Göğüs 3. Sine Bağman: Bahçıvan, bağcı. Bağrı veran: Gönlü yıkık, üzgün. Bağu bahçe-bağu bahca: Bağ-bahçe. Bağvan: Bahçıvan, bağcı. Baha: Değer. Bahah: Bakalım, görelim. Bahar: Bakar Bahaya kalmak: Değer biçilebilir olmak. Bahça-bahça: Bahçe Bahr: Deniz, büyük göl veya nehir . Bahr-ı muhit: Okyanus. Bahr-ı zulmet: Zulmet denizi. Baka: Tutam, demet, beste. Bakaram: Bakarım. Bakasız: Destesiz. Bakı: Baki, sürekli, kalıcı. Bakırsan: Bakıyorsun. Bal ü per: Kanat. Bala: Çocuk, yavru. Balaban göz: Keskin bakışlı, iri güzel göz. Balaban: 1. Sazlıklarda yaşayan, tüyleri kızıl-külrengi karışığı renkli, iri bir kuş. 2. Atmaca, doğan gibi avcı kuşlara kimi bölgelerde verilen ad. Balınan: Balla, bal ile. Balkımak: Parlamak. Ban: Otluk. Banay: 1. Taşlı, kıraç toprak, yamaç. 2.Batı yönü. Banı: (Bani) Kurucu, yapan, yapıcı, bina edici. Bannamak: Ötmek, seslenmek. Bar: 1.Yük. 2.Ürün, verim. 3.Meyve ağacının ilk verimi. Bara gelmek: Meyve ağacının ilk verime durması, ilk veriminin olgunlaşması. Barekallah: [Barek-Allah] Kutlu olsun, hayırlı ve bereketli olsun. Barhane: Tutulmuş yük, kervan, kafile. Barı: Bari, hiç değilse, hiç olmazsa. Bari: Tanrı. Basmışam: Basmışım. Baş bulama: Utanarak başı öne eğme, yana çevirme. Baş gözel: Baş güzel, güzellerin başı. Başa yetmek: Sona ermek, Başına dolanmak: Başa dönmek, başına dönmek. Başına dönmek: Bir konuyu ya da bir durumu yalvarışla anlatmak, istekte bulunmak. Batıl: Boş, beyhude, yalan, çürük. Batın: İç, dahili, gizli, sır, esrar. Bay: Varlıklı kimse. Baz: Bir şeyin küçük kısmı, parçası, bir miktar, bir kısım. Baz: Doğan. Becare-becare: Biçare, çaresiz, umarsız. Bed: Bet, kötü, yakışıksız. Bedahşan (Badakşan) : Afganistan'da eyalet. Merkezi Feyzabat şehridir. Kökçe nehrinin yukarı yatağında çıkan -bir yakut türü olan- lacivert taşıyla ünlüdür. Bedir nar: mec. Meme. Bedir: Dolunay. Bedirlenmiş ay: Dolunay Bedov at: Soylu at, Arap atı. Beg: Bey, ulu kişi. Begler: Beyler, ulu kişiler Beğlerinen: Beylerle, beyler ile. Beka: Devamlılık, sabitlik. Beklersen: Beklersin, bekliyorsun. Bel: İnsan bedeninin göğüsle karın arasında kalan daralmış bölüm, bel. Bele: 1.Böyle, böylece 2.Birlikte Belenmek: Bulanmak, bulaşmak Beli bükülmek: Beli bükülmek, güçsüz ve umarsız kalmak. Beli: (Beli best) Evet. Belik: Saç örgüsü. Belini bükmek: Belini bükmek, umarsız olmak. Bend: 1.Su benti, büget 2.Bağ, tutarlılık. Bend: Bağ, yular , bağlama. Bende defteri: Kul defteri. Bende: Köle, kul, hizmetkar. | |
| | | By_H@cKeRo Onursal Üye
Mesaj Sayısı : 164 Yaş : 42 Nerden : her yerden aynı zamanda hicbir yerden İş/Hobiler : yönetici Lakap : By_H@cKeRo Kayıt tarihi : 15/01/09
| Konu: Türkü Sözlüğü B Perş. Ocak 29, 2009 2:07 pm | |
| Bene: Bana. Benefşe: Menekşe Benevşe: Menekşe. Bengi: Tiryaki, esrarkeş. Benövşe: Menekşe Benövşeni: Menekşeyi, menekşesini. Benzek: Nazire Benziyirsen: Benziyorsun. Berat: Rütbe, nişan ve imtiyaz verildiğini bildiren ferman. Berbad eylemek: Berbat etmek, yıkmak, bozmak, dağıtmak. Berdar: Tutucu, itaat edici ve ettirici, asılmış. Bergüzar: Hediye. Berhava: Boş, faydasız. Beslenen: Beslenen. Beş arşın bez: mec.Kefen Beş: Beş sayısı. Bey: Arap abecesinin ikinci harfi. Beyhuşt: Kökünden, dibinden kopmuş olan, koparılmış. Beyrek: Oğuzlar'ın destan kahramanı ''Bamsı Beyrek''. Bamsı Beyrek destanının en eski kolu -biçimi- ''Dede Korkut Kitabı''ndadır. Beyrek'in mezarının Bayburt'ta, Duduzar köyünde olduğu inancı yaygındır. Beytullah: Allah'ın evi, kabe. Beytullah: Tanrı evi, kabe. Bezenmek: Bezenmek, süslenmek. Bezestan: Değerli eşyanın satıldığı kapalı çarşı. Bezirgan: Kervan, tüccar Bezirgan: Tacir, tüccar, alış veriş eden esnaf. Bezm: Meclis. Bezm-i irfan: Olgun, kamil İnsanlar meclisi. Bıçağ: Bıçak. Bıldır: Geçen yıl. Bi mekan: Y ersiz yurtsuz. Bi-basar: Gözü keskin olmayan, görmeyen. Bidar: Uyanık, uykusuz. Bider: Tohum. Bi-gane: Kayıtsız, alakasız, dünya ile ilgisini kesmiş olanlar. Bigüman: Umutsuz, bilgisiz. Bi-huş: Akılsız. Bikir (Bikr): Bozulffiamış, temiz. Bilbil: Bülbül. Bile: Birlikte, bir arada. Bilekçe: Kolbağı, kelepçe. Billah: Tanrı adına içilen ant. Bilmez: Bilgisiz, nobran, nadan. Bilmir: Bilmiyor. Binin: Binini. Birez: Biraz. Birin: Birini. Bi-vefa: Vefasız. Bizar: Bıkmış. Bizzazure: Zaruri olarak. Boyağ: Boya. Boyu selv ağacı: İnce-uzun boylu, selvi boylu. Boyunnu: Boyunlu. Boz at: Boz donlu at . Boz: Açık toprak renginde olan, külrengi. Boz-bulanık: 1.Dumanlı, tipili, sisli. 2. Duru olmayan, çok bulanık. Boz-ötergi: Tarlakuşu, Bögün: Bugün. Böhtan: Bühtan, iftira, kara çalma. Böyüten: Büyüten. Bubal: Vebal. Buhağ : Çene altı, sakal. Bulmuşam: Bulmuşum. Bulum mı-mi: Bulayım mı? Bulundi: Bulundu. Burak: Girdap, anafor. Burçak: Baklagillerden, taneleri hayvan yemi olarak kullanılan yıllık bir yem bitkisi. Bu bitkinin mercimeğe benzeyen tanesi. Burma: Büklüm, kıvrım. Bus etmek: Öpmek. Buse: Öpüş. Buyumuş: Bu imiş. Bühtan: Yalan, iftira. Bükülmek: Dönmek, eğilmek. Bülbül teki: Bülbül gibi. Bülmek: Bilmek. Bülmez: Bilmez, bilgisiz, nobran. Bülüm: Bileyim. Bünyad: Temel, esas, yapı, bina. Bünyan: Yapı, bina. Bürünüptür: Bürünmüştür. Büryan: Biryan kebabı. Kuzu ya da koyun etinin yarım ya da tam gövde olarak tandırda | |
| | | | Türkü Sözlüğü B | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|