By_H@cKeRo Onursal Üye
Mesaj Sayısı : 164 Yaş : 42 Nerden : her yerden aynı zamanda hicbir yerden İş/Hobiler : yönetici Lakap : By_H@cKeRo Kayıt tarihi : 15/01/09
| Konu: Türkü Sözlüğü S Perş. Ocak 29, 2009 1:53 pm | |
| Saba: Gün doğusunda esen hoş ve latif rüzgar. Saba: Yazın kuzeydoğudan esen hafif rüzgar, tanyeli. Sabbah: Sabah. Sadağa: Sadaka. Sadr: Her şeyin evveli ve başlangıcının en iyisi, kalp, göğüs, ön. Safi: Katışıksız, temiz, süzülmüş. Sağ: Sağlam, canlı, diri. Sağalmadı: İyileşmedi. Sağalmak: İyileşmek. Sağalmıştır: İyileşmiştir, iyileşti. Sağınnan: Sağndan, sağ yanından. Sağolmaz: Sağalmaz, iyileşmez. Sahat Çukuru: Çukur Sa'd-Saat Çukuru. Doğusu Erivan, güneyi Iğdır olan çukur bölge. Adını XIV. yüzyılda yaşamış olan Türkistan beyi Sa'ad'dan alır. Sail: Kibirli, saldıran. Sakı[saki]: İçki sunan. Saklıyarlar: Konuk ederler, ağırlarlar. Sal: 1.Dağ eteği, dağ eteklerindeki geniş düzlükler. 2. Genelde mezar örtüsü olarak kullanılan yassı taş, yassı kum taşı. 3. Sedye. Salaca: Hastanın taşındığı sedye, ölünün taşındığı sedye ya da tabut. Salak: Salalım, atalım. Salatın: Selatin, sultanlar. Salıpsan: Düşürdün ki, düşürmüşsün ki. Sallana sallana: Salına salına. Salmak: 1. Dizmek, koymak. 2.Atmak. 3. Ağlatmak. 4.Göndermek, ulaştırmak, vermek. 5.Düşürmek. Sanarsın: Sanırsın. Sanasan: Sanasın, sanırsın. Sapa: 1.Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan. 2.Sarplık. Saralar: Sararlar. Saralı: Sarılı. Saralıban: Sarararak. Saralmak: Sararmak. Sarayınnan: Sarayından. Sarışak: Sarılalım, sarışalım. Satılım: Satılayım. Savgat: Armağan. Say sayılır: Sayılır, hesap edilir. Sayrı: Hasta, esenlik durumu bozulmuş. Sayrı: Hasta. Se: Üç sayısı. Seba: Bkz.Saba. Sebak: Ders. Sedir: Üstü halı, kilimle örtülü, minderli, yastıklı kerevet, divan. Sefa: Gönül şenliği, rahatlık. Seferbeylik: Bir ülkeyi savaşa hazırlayacak önlemlerin tümü, seferberlik. Sehab: Bulut. Seherinen: Seherle, tan ağartısında. Sehv: Hata, yanılma. Selvağacı: [Selvi ağacı, selvi dalı]: İnce uzun boylu. Sema: Gökyüzü. Semek: Balık. Seninnen: Seninle. Sennen: Senden, seninle. Sentekin: Senin eşin, senin gibi. Ser çeşme: Suyun başı. Ser: Baş, tepe, uç. Seraser: Baştan başa. Serencam: Başa gelen, baştan geçen ibretli hadise. Sergerden: Başı dönmüş, şaşkın. Sermest eylemek: Serbest eylemek, sarhoş etmek, başını döndürmek. Server: Reis, baş. Servi hôban: Uzun boylu güzel. Serv-i-revan: Uzun boylu sevgili, boyu selviye dönüşmüş, boyu selviyi andıran. Settar: Allah'ın sıfatlarından biri. Örten, kapayan, gizleyen.
| |
|